28 Şubat 2025 16:34

MUBI'nin mart ayında gösterimde olacak filmleri belli oldu. Levan Akın'ın Gürcistan'da başlayıp İstanbul sokaklarını hikayenin içine davet eden filmi "Geçiş" (Crossing), David Cronenberg imzalı iki edebiyat uyarlaması "Çarpışma" (Crash) ve "Müthiş Yemek" (Naked Lunch), usta yönetmen Wim Wenders'in Alman sanatçı Anselm Kiefer'in dünyasını keşfe çıkan belgeseli "Anselm" ve Müjde Ar'ın hayat verdiği karakterlerle sinemamızdaki kadın temsillerini derinden etkilediği üç filmlik özel bir seçki mart ayında MUBI'de sinemaseverlerin beğenisine sunuluyor.

"Anselm"

2023 yapımı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nin Özel Gösterimler kapsamında yapan "Anselm", yenilikçi ressam ve heykeltıraşlarından Anselm Kiefer'in hayat hikayesini, ilham kaynaklarını ve yaratım sürecini ekrana taşıyor. Wim Wenders imzalı belgesel, Kiefer'in edebiyat, şiir, felsefe, bilim, mitoloji ve dinden esinlenerek insan varoluşunu ve tarihin döngüsel doğasını araştıran çalışmalarını sunuyor.

"Ağlamak Serbest Gülmek Yasak"

Oğuzhan Akalın'ın dünya prömiyerini 2024 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yapan filmi "Ağlamak Serbest Gülmek Yasak", 8 yaşındaki ana karakterinin gözünden bir cenaze evinde insanların girdiği türlü halleri mizahla gözlemliyor. Küçük Nejat ilk defa yas tutulan bir ortama girdiğinden asıl davranacağını bilemiyor, etrafındaki yetişkinler ise onu kalıplara sokmaya çalışıp onun her hareketini yargılamaya başlıyor. 42 dakikalık bu mizahi öyküde çocuk ruhuyla yetişkin hayatının kalıpları absürd bir savaşa girişiyor.

"Seyirlik Bir Gariplik: Van Gölü Canavarı"

Behçet Güleryüz'ün 2022 yapımı "Seyirlik Bir Gariplik: Van Gölü Canavarı", bugünün insanlık durumuna eleştirel ve ironik bir gözle bakıyor. Urartu mitolojisinden Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'ne kadar uzanan Van Gölü Canavarı efsanesinin tarihsel ve kültürel boyutlarını ele alıyor. Canavarın bilinmeyen geçmişini günümüzle ilişkilendiren belgesel, insanların birbirlerini başkalaştırıp, canavarlaşması yerine her türlü farklılığa rağmen bir arada olunması gerektiğini savunuyor.

"Aaahh Belinda"

Dönemin sinema anlayışına meydan okuyan fantastik ögeleri ve Müjde Ar'ın performansıyla sinemamızın özgün yapımlarından biri olan 1986 yapımı Atıf Yılmaz imzalı "Aaahh Belinda", toplumsal roller ve kimlik üzerine bir hikaye anlatıyor. Mizah unsurları da taşıyan film, toplumun dayattığı kadın rollerine bir eleştiri sunuyor. Film, bir reklam çekimi sırasında gizemli bir şekilde kendi hayatından koparılarak oynadığı karakterin dünyasına hapsolan modern ve özgür ruhlu tiyatro oyuncusu Serap'ın (Müjde Ar), gerçekliğini kanıtlama çabasını anlatırken kimlik ve gerçeklik algısını sorguluyor.

"Çarpışma" (Crash)

David Cronenberg'in J.G. Ballard'ın romanından uyarladığı "Çarpışma" (Crash), 1996 Cannes Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü kazandı, aynı zamanda Britanya Film Enstitüsü'nün "90'ların En İyi 90 Filmi" seçkisinde birinci sırada yer alıyor. Holly Hunter, James Spader, Rosanna Arquette gibi isimlerin rol aldığı film izleyiciyi, metal çarpışmalarını tahrik edici ve sarsıcı bir yaşam gücü olarak gören bir yeraltı dünyasına götürüyor.

"Müthiş Yemek" (Naked Lunch)

David Cronenberg'in 1991'de William S. Burroughs'un kült romanından uyarladığı "Müthiş Yemek" (Naked Lunch), gerçeklik, bilinçaltı ve bağımlılık kavramlarını iç içe geçiriyor. Halüsinasyonlarla bezeli film, Peter Weller, Judy Davis ve Ian Holm'un performanslarıyla şekilleniyor. Cronenberg'in sürreal filmlerinden biri olarak kabul edilen film, böcek yazı makineleri, konuşan organizmalar ve paranoya dolu bir dünya ile izleyiciyi akıl almaz bir rüyanın içine çekiyor.

"Zafere Hücum" (Rush)

Çifte Oscarlı yönetmen Ron Howard'ın 2013'te yönetmen koltuğunda oturduğu "Zafere Hücum" (Rush), Formula 1'in efsanevi pilotlarından Niki Lauda ve James Hunt'ın 1976 sezonundaki amansız rekabetini anlatıyor. Gerçek olaylardan esinlenen film, Lauda'nın neredeyse hayatına mal olan kazasıyla başlıyor. Chris Hemsworth ve Daniel Brühl'ün başrollerini paylaştığı film, her iki pilotun da sınır tanımayan hırslarını, karşılıklı saygılarını ve profesyonelliklerini ortaya koyarken, sporun zorlu ve tehlikeli yönlerini de gözler önüne seriyor.

"Agnès, Varda'yı Anlatıyor" (Varda par Agnès)

Yarım asırdan fazla bir süre film yapan Agnès Varda, 2019 yapımı otobiyografik belgeseli "Agnès, Varda'yı Anlatıyor"da (Varda par Agnès) kendi sanatsal çalışmalarına, fikirlerine ve deneyimlerine kişisel bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Dünya prömiyerini Berlinale'de yapan ve festivallerde övgü alan belgesel, Varda'nın kamerayla dünyaya bakmayı nasıl öğrendiğini, dijitalle birlikte gelen değişimi, son yıllarda sinema perdesini genişleterek artık salonlardan dışarı, galerilere taşan sanatla kurduğu yeni ilişkiyi anlatıyor.

"Göç Mevsimi" (Pájaros de verano)

Ciro Guerra ve Cristina Gallego'nun 2018'de yönetmenliğini üstlendiği "Göç Mevsimi" (Pájaros de verano), Kolombiya'nın yerleşik halklarından Wayuu kabilesinin uyuşturucu ticaretiyle değişen kaderini anlatırken, geleneksel değerler ve hızla büyüyen uyuşturucu ekonomisi arasındaki çatışmayı bir ailenin gözünden ele alıyor. Görsel zenginliği ve kültürel katmanlarıyla dikkat çeken film, suç dünyasının kimlik ve gelenekler üzerinde yarattığı yıkıcı etkilerini işliyor.

(Kültür Servisi)

Evrensel'i Takip Et